Sayfalar

21 Şubat 2014 Cuma

Bir Dünya Mirası Safranbolu Evleri

Çok uzun zaman oldu yazmayalı aylar geçti.Yapılması gereken o kadar çok şey vardı ki bir türlü vakit bulup bilgisayarın başına oturamadım.Hep bir şeyler eksik kalmış gibi bir duyguya kapıldım.Bütün bu akıp giden zamanda bir kaç saat çalıp kendime vakit ayırmak ,düşünmek ve hayata neler kattığıma bakmak için yeni kararlar aldım ama hepsi öylece havada kaldı.Aldığımız kararlarda yüreğimizi ortaya koymadığımız sürece onlar karar olarak kalacak bir kez daha anladım.Yazmak terapi gibi bir şey benim için bütün bu hayatın koşuşturması ve bitmek bilmeyen işleri içerisinde.Daha önce yazmak isteyip de bir türlü yazamadığım bir yazı bu.Safranboluyu gördüğümde bir kent hem tarihi hem de günümüzü bu kadar güzel mi yansıtır?Safranbolu için verilecek cevabım evet.Yüzlerce yıllık bir süreçten geçerek günümüze kadar gelebilmiş Türk Kültürünü yansıtan ahşap kokulu Safranbolu evleri karşısında büyülenmemek içten bile değil.Bu evler 1994 yılı sonunda UNESCO dünya mirası listesine alınmış iyiki de alınmış bu sayede kendine özgü geleneksel yapısını koruyarak günümüze kadar gelebilmiş.    

Misafir Odası










Safranbolu Evi Oturma Odası



 Batı Karadeniz gezimizin ilk durağıydı Safranbolu.Kent sırasıyla Hititler,Frigler,Lidyalılar,Persler ,Romalılar ve Osmanlılara ev sahipliği yapmış.14. Yüzyılda Osmanlı Devletinin eline geçince Osmanlılar Yörükan-i Taraklı olarak bilinen çok sayıda Türkmen göçebeyi bu kente yerleştirmişler.Şehrin ismi bu dönemden sonra Taraklı Borglu ve Borlu olarak adlandırılmış .18. Yüzyılda Zağfiran Bolu olarak değişmiş zamanla Zafiran Bolu olmuş.En son olarak Zafiranbolu ve Safranbolu olarak değişmiş.Şehrin girişinde Hıdırlık Tepesi olarak bilinen bir seyir tepesi var.Bu seyir tepesinden tüm şehri seyretmek çok keyifli.Safranbolu evlerinin mimarisi birbirinin güneşini kapatmayacak şekilde yapılmış.Bu mimari sayesinde hem tüm Safranbolu evleri güneşi görüyor hem de birbirinin güneşini kapatmıyor.
Cinci Hoca Hamamı


Şehrin içinde Cinci Hoca hamamı denilen tarihi bir hamam var.Hamam yapılırken sabah,öğlen ve akşam çalışan ustalar birbirlerinden haberdar olmadıkları için her gelişlerinde hamamın tamamlandığını görmüşler.Bunu yapanın cinler oldunu zannettikleri için işçiler bu hamama bu ismi vermişler.Cinci hoca hem han hem de hamam olarak yapılmış.Hanın içinde kafe ve restoranda var.Şehri gezip yorulanlar bu tarihi mekanda yorgunluk kahvelerini keyifle yudumlayabilir.Safranbolu tarihi ile olduğu kadar  doğal güzellikleriyle de büyüledi beni.Doğayla içiçe vakit geçirmek isteyenler İncekaya Kanyonunda gezebilir.Ayrıca Sadrazam Izzet Paşa tarafından şehrin su ihtiyacını karşılamak için yaptırılan İncekaya su kemerini görülebilir.Safranbolu'da beni gerçekten çok etkileyen gördüğüm zaman şaşkınlığımı gizleyemediğim iki yer daha var bunlardan birisi Mencilis(Bulak)mağarası diğeri de Kristal  yada Cam Teras olarak adlandırılan yer. Mağaraya Mencilis ismi Romalılar tarafından verilmiş.Mağara Bulak köyünde olduğu için köylüler Bulak diyorlar.Mağara bu yüzden iki isimli.Mencilis Bulak mağarasının uzunluğu 6 km fakat yalnız 400 metrelik bölümü ziyarete açık.Mağaranın içinde dünya harikası sarkıt ve dikitler görülmeye değer.Bu kadar güzel sarkıt ve dikitler görmek için (abarttığımı zannetmeyin) önce 40 yada 50 basamak merdiven çıkmak gerekiyor .Mağaranın girişine yakın son 10 basamak çok dik bu yüzden merdivenlerde biraz oturup dinlenmek gerekiyor.Bu basamaklardan sonra ulaşılabiliyor bu mağaraya.Mağaranın içi ile dışarısı arasında epeyce bir ısı farkı var.Her güzelliğin bir bedeli var diyerek tırmandım bu dik merdivenleri . Mağaranın girişine geldiğimde soluk soluğa kaldım ama içeriye girince bütün yorgunluğumu unuttum bu güzellik karşısında .Biraz üşüdüm ama olsun gördüklerime değdi.Kristal Teras (halk Cam Teras diyor.)Tokatlı Kanyonun üzerinde yerden 80 metre yüksekliğinde yapılan bir seyir terası.Terasın özelliği zeminin cam olması yani üzerine çıktığınızda Kanyonu ayağınızın altındaki camdan seyedebiliyorsunuz ve yüksekliği birebir hissediyorsunuz.Bu terasta çok fazla duramadım çünkü bu kadar fazla yüksekliği hissetmek beni korkuttu.Fotoğraf dahi çekemedim.Burada yayınladığım Kristal Terasın fotoğrafları Çiğdem Ünver tarafından çekildi.Fotoğraflarını benimle paylaştığı için arkadaşıma teşekkür ediyorum.Güzel doğası ,tertemiz havasıyla tarih kokan bu kenti gezdim .Safran lokumunu ve Peruhi diye adlandırılan oraya özgü bir çeşit mantıyı yedim.Buram buram tarih kokan bu şehri çok sevdim.                                                                                                                                        

Hıdırlık Seyir Tepesi

Mencilis Bulak





Tokatlı Kanyonu



Kristal Teras(Cam Teras)



İncekaya Su Kemeri