Sayfalar

30 Haziran 2014 Pazartesi

Chios(Sakız Adası)

Bizim ardımızdan biraz sonra
işte sarışın Meneleos yetişiyor Lesvo'ya
Uzak yolculuğu hesapladığımız o yere.
Sakızdan daha öteye çıkarsak 
Kayalıklı Psiria'ya doğru bırakırsak solumuzda burada ya da
aşağıya doğru rüzgarlı Mimanda'ya doğru...
                  

                                                                                                  "Homeros",Odissea,Rapsodi 

 Batı Edebiyatının temel yapıtlarından olan İlyeda ve Odysseia destanlarının yaratıcısı ünlü şair Homeros'un İzmir'den bu topraklara sürgün gittiği ve eserlerini burada yarattığı söyleniyor.Homeros Odyseia destanında Sakız Adası'nın yerini Lesvos'a.Psara(Psiria)'ya ve küçük Asya (Mimanda) sahillerine göre böyle belirtir.Sakız Adası Ege'nin Kuzey Doğu bölgesinde Lesvos've Samos(biz Türkler bu adaya Sisam diyoruz) Geçen yıldan beri görmek istediğim  Çeşmenin hemen karşısında olan bu adayı en nihayet bu sene gördüm.Sakız Adasına hem deniz hem de hava yoluyla ulaşılabiliyor.Çeşmeden feribotla deniz yolculuğu çok zevkli ve yaklaşık 45 dakika sürüyor.Bu adada sakız ağaçlarından sakız çıkarıldığı için sadece Türkler Sakız Adası diyor.Dünyada tanınan ismi Chios(kios diye okunuyor.)Karşı kıyıya vardığımda adanın sıcakkanlı ve samimi insanları sayesinde kendimi hiç de yabancı bir ülkeye gelmiş gibi hissetmedim.Serbest zamanda adada dolaşırken karşılaştığım bir çok kişi bana calimera ( merhaba ) dedi ben de birkaç kelime Yunanca bilgim bir kaç kelimeden ibaret olduğu için ben de sohbeti İngilizce devam ettireyim dedim fakat yaşlıların çoğu İngilizce bilmediği için bundan sonra sohbet vücut dilinde birbirimize bir şeyler anlatmaya çalışarak geçti.Bir şekilde anlaştık ve bu sayede Osmanlılar'dan kalan çok güzel bir hamamın fotoğrafını çekebildim.



17 yüz yıla ait ,20. yüz yılın başlarına kadar halka açık olan daha sonra kazanınca yağmalanan şimdilerde ise tekrar arkeolojik eserleri koruma tarafından restore edilen Osmanlı Hamamı.Açılmadığı için içini göremedim.Bilinen bir yanlış da adaya girerken vize istenmediği.Sadece yeşil pasaport sahiplerinden vize istenmiyor.Ne yazık ki Kıbrıs Türk kesimi vatandaşları adaya alınmıyor.Tarihte yaşanan acı olaylar,uygulanan yanlış politikalar ve yıllarca süren ön yargılar yüzünden birbirine bu kadar benzeyip de düşman olan başka iki millet yoktur dünyada.Sakız Adası mis kokulu,şifa verici damla sakızlarıyla ünlü.Damla sakızını toplamak çok zor ve zahmetli.Bir sakız ağacından sakız toplanabilmesi için ağacın en az yedi yaşında olması gerekiyor.Sakız ağacının kökü 25 m derinliğe kadar iniyor ve adada esen Güney rüzgarları bu ağacın büyümesini sağlıyor.Damla sakızı ilk defa Avrupalı gezginler sayesinda M.S 10.yüzyılda dünyaca ün kazanmış ve düzenli olarak kullanılması 14.y.y'da adayı işgal eden Cenevizliler satışını tekellerinde tutuyormuş daha sonra Osmanlılar ve son olarak ada halkı  bağısızlığını kazanınca adalıların eline geçmiş.

                                
                 
                               
                                                          Sakız ağaçları                                       
 Adada bir çok köy bulunuyor.Bu köylerden en ilginç olanı Pirgi köyü.Bu köyün evlerinde değişik bir kazıma tekniği kullanılarak evlerin dış cepheleri süslenmiş.Köye farklı bir hava katan bu dış cephe süslemeri Pirgi dışındaki hiç bir köyde görülmüyor.
                     
                                 

                                  
                                 



                           

                            
Bu arada bu köyde aynı Türkiyedeki gibi bir bakkal görmek beni gerçekten çok şaşıttı.Dayanamayıp bakkala girdim bizdeki bakkallardan tek farkı sakız ile yapılmış bir çok ürünün bakkalda satılması.Sakızlı likörden tutunda sakızlı simide kadar bir çok ürün mevcut.Bu arada sakızlı likörün tadı çok güzel.
                                            
                                                             
                                                                          Mesta Köyü

 Sakız Adasında toplam 64 köy bulunuyor.Mesta köyü çok şirin bir köy bu köydeki evler Cenevizliler tarafından inşa edilmiş sokaklar çok dar ve köyün evleri arasındaki hava akışı çok iyi olacak şekilde inşa edilmiş.Evlerde kullanılan taşlar evin içini yazın serin kışında sıcak tutuyor.En ilginç olanı ise tam ortadan geçen eskiden kanalizasyon sistemi olan taşları tam zıt yönde takip ettiğinizde geldiğiniz yere dönüyorsunuz bu sayede dar sokaklarda kaybolmanız imkansız.

                                  



                                   

                                   
Adada denizcilik ve deniz ticareti antik çağlardan beri gelişerek adanın ekonomik ve kültürel açısından gelişmesinde önemli bir rol oynamış.Sakız AdasıM.Ö 2.yüzyılda Bizanslıların hakimiyetine geçmiş.Bizanslılar  adayı savunmak için bir çok kale inşaa etmişler.Daha sonra ada Cenevizlilerin ve Osmanlıların hakimiyetine geçmiş.Ada halkı 1912 yılında özgürlüğüne kavuşmuş.Bizanlılardan önce ise adada İyonlular,Makedonlar,Romalılar yaşamış.
               
                           
      Bizans dönemine ait olan şehrin kalesi Sakız Adası'nın kuzeyi boyunca uzanıyor.

                           

Abdülhamid Çeşmesi 1091 yılında restore edilmiş.Sakız adasının merkezinde asırlık çınar ağacının altında .
                              


Deniz kenarındaki kafeler ve barlar aynı İzmir kordon boyunu anımstıyor.Bu caddenin adı Leotorusus (Ege) caddesi.Adada bir de üniversite bulunuyor.Adalılar siesta yaptıkları için öğlen saat öğlen iki ve beş arası tüm dükkanlar,kafeler ve barlar kapalı.Sokaklarda terk edilmiş gibi hiç kimseye rastlayamazsınız.Hayat saat beşten sonra tekrar kaldığı yerden devam ediyor.Deniz ürünleri çok taze ve fiyat bakımından  adaya gelen turisler için çok uygun.Çünkü onların para birimi de Euro.Ben fiyatları Türk parasına göre hesaplayıp her şeyi yaklaşık 3 lira ile çarptığım için bayağı bir acı çektim.Kalamar ve Yunan salatasını Türk salatasından ayıran en büyük özellik salatanın üzerinde büyük bir parça peynir  bulunması ve yaklaşık üç parmak zeytinyağıyla servis edilmesi. gerçekten çok lezzetliydi bu acıya değdiğini düşünerek yedim.Bir de buraya özel Mastello peyniri var.İnanamayacaksınız ama kızartıldıktan sonra servis ediliyor ve üzerine limon sıkılarak yeniyor.Biraz yağlı ama çok lezzetli.
  
                            
                                              
                                                                 Mastello Peyniri
                                             
                                                                             Kalamar

                                             
                                                                       Yunan salatası
                   

                  
                                                                 
 Sakız adasını yılda yaklaşık 150 bin Türk ziyaret ettiği için buradaki üniversitelerde Türkçe ders olarak öğrenmek isteyenlere öğretiliyormuş.Bize servis yapan garson çok iyi Türkçe konuşuyordu.Ayrıca bize hem İngiilizce hem de Türkçe menü getirdi.Grup olarak geliyorsanız hesabı grup olarak alıyorlar.Bu da şu demek siz yemeğinizi bitirseniz bile diğerleri bitirmeden hesabı almıyorlar.Tam üç dilde hesap istememe rağmen hesap ancak 45 dakika sonra getirildi.Bir ara hesabı ödemeden mi kalksam diye düşündüm.
                                           

                                           

Adada Sosyal Hayattan Kesitler:

Bir gümrük memuru 900 Euro maaş alıyor.Bu aldığı maaş krizden önce 2500 Euro civarındaymış.

 Adalılar Frappe adı verilen bir çeşit kahve içiyorlar.Bu kahve nescafeyi soğuk suyla ve biraz şekerle karıştırıp blenderdan geçirip içine buz kalıpları atılarak içilen bir kahve.Bir de Yunan kahvesi var.Türk kahvesi gibi pişiriliyor.Bu aslında bildğimiz Türk kahvesi.

  Nişan, düğün ve tüm ev eşyaları gibi tüm masraflar kız tarafına ait.Erkek sadece nişana ve düğüne katılıyor.Boşanmada ise erkek hiç bir hak iddaa edemiyor.Ceketini alıp evi terk ediyor.

 Her erkek  askerliğini kendi köyünde yapıyor.Sabahları asker ocağında nöbetini tutuyor.Nöbeti bittikten sonra ailesinin yanına dönüyor.Devlet bu sayede bir asker için yatak ve yiyecek masrafından kurtulmuş oluyor.

 Doğum günlerini farklı kutluyorlar.Doğum günü yok isim günü var.Örneğin Aralık ayında doğan erkek ve kız çocuklarına verilen isimler hep aynı.Doğan çocuklara genelde büyükanne ve babalarının isimleri veriliyor.Aralık ayı geldi mi isim  günlerini ailedeki diğer büyüklerle beraber  kutluyorlar.Böylelikle ailenin yaşlılarına hürmet gösteriyorlar.

 Emekli olup doğduğunuz köye dönerseniz elektrik ve suyu yarı fiyatına ödüyorsunuz.Burada genellikle herkes emekli olduğunda kendi köyüne dönüyor.

 Adada yaşıyan bir ailenin aylık masrafı elektrik ve su dahil 90 Euro yaklaşık 270 Türk lirası.Adada yaşıyanlar elektirik ve suyu % 50 indirimli kullanıyorlar.                           

 Siesta zamanı saat öğlen 2 ile akşamüstü 5 arasında hiç kimse bu saatler arasında dışarı çıkmıyor.Çalışanlar işe saat 5'te başlayıp   öğlen ikiye kadar  işlerine devam ediyor.Daha sonra akşam beşten saat sekize kadar tekrar çalışıyorlar.

 Bir kadın kocası öldüğü zaman hayatının sonuna kadar siyah giyiniyor.Kadın tekrar evlenirse bu durum değişebiliyor.Karısı ölen erkek ise 45 gün boyunca koluna siyah kurdela takıyor.Daha sonra bu kurdelayı kolundan çıkarıyor.

  40 gün süren oruçları var.Oruçlu oldukları 40 gün boyunca  sadece et,süt,peynir,yumurta gibi hayvansal gıdaları yemiyorlar ve içki içmiyorlar.Diğer besinleri yemek serbest.Bu kırk günün son on günü boyunca sadece su ve kuru ekmek tüketiyorlar başka hiç bir şey yemiyorlar.Bu kırk günlük orucun bitiminde ,Paskalya Yortusunu kutluyorlar.

 Her Pazar ailenin  büyüklerini ziyaret ediyorlar ve onlarla birlikte yemeğe çıkıyorlar.

 Tüm eğlence mekanları akşamüstü saat 5'ten sabaha kadar açık.
  

                            

 Adayı bir rehber eşliğinde gezerseniz adanın sadece Kuzey bölümünü ve iki köyü görebilirsiniz.Eğer araba kiralarsanız ve yanınızda bu adayı bilen bir arkadaşınızla gezerseniz hem adanın Kuzeyini hem de Güneyindeki muhteşem güzellikteki kıyıları ve köyleri görebilirsiniz.Ben feribotta yer bulamadığım için adanın Güney bölümüne gitme şansını kaçırdım.Sadece Kuzey bölümünü görebildim.Kültürel,geleneksel zenginlikleri,doğal güzellikleri ve sıcak insanlarıyla gerçekten görülmeye değer Ege denizinin incisi bir ada.