Sayfalar

15 Temmuz 2013 Pazartesi

Rafting Sporu-İlk Defa Rafting Yapacaklara Öneriler

Rafting raft adı verilen botlarla debisi yüksek akarsularda yapılan bir spordur.Bu botlar ilk defa Amerika Birleşik Devletlerinde nehirlerde insan taşımak amacıyla kullanılmış daha sonra da ikinci dünya savaşında asker çıkartmak amaçlı kullanılmış.1972 yılında yine Amerika Birleşik Devletlerinde spor amaçlı kullanılmaya başlamış.İlk kez Münih Olimpiyat Oyunlarında spor olarak yer almış.Rafting sporunu insanın doğanın gücüne karşı gelmesi olarak tanımlayabiliriz.Raftçının (rafting sporu yapan kişi) olanca hızıyla akan nehirde kürekler yardımıyla kaya çarpmadan ve botu devirmeden yol almaktır.Herkes rafting yapabilir mi?Çok önemli bir rahatsızlığı olmayan (epilepsi,kalp rahatsızlığı ,kalp pili takılı olanlar,astım rahatsızlığı bulunanlar,hamileler hariç) yüzme bilen hemen herkes bu sporu yapabilir.Rafting sporu adrenalinin doruk noktasında yaşandığı bir spordur.Ben heyecana gelemem diyorsanız bu spora başlamınızı tavsiye etmem.Eğer adrenalin bağımlısıysanız Antalya Köprülü Kanyon sizi bu sporda tatmin etmeyecek burada rafting yaptıktan sonra daha zorlu nehirlerde rafting yapmak isteyeceksiniz.Ülkemiz akarsular açısından çok zengin olduğu için bir çok nehirde bu sporu yapmak mümmkün.Rafting sporu rafting turları düzenleyen şirketlerin sağladığı ekipman ve eğitmenler eşliğinde yapılıyor.Bu tur şirketleri size bu spor için gerekli ekipmanı ve rafting yapmadan önce  25-30 dakika süren bir eğitim sağlıyorlar.




Rafting aslında bir takım sporu.Raftlara 8-10 kişi biniyor.Bu yüzde raftlara bineceğiniz kişilerin tanıdık olması ya da bu kişilerin arkadaşlarınız olması bu zorlu yolculuğun keyifli geçmesi açısından önemli.

İlk Defa Rafting Yapacaklara Öneriler:

  • Rafting yapacağınız mevsim çok önemlidir.Bu sporu bahar aylarında yapacak olanlar neoprenden(ıslandığında çabuk bir şekilde kuruyup vücut ısısını koruyan)yapılmış ayakkabı ve kıyafetlerle botlara binmenizi öneririm.Aksi taktirde 5 yada 6 saat soğuk sularda mücadele etmek sizin için çok zor olabilir.Yaz aylarında sadece sandelet giymek yeterli olabilir.
  • Raftlara eğitmenlerle beraber biniliyor .Eğitmenler size suda nasıl hareket etmeniz gerektiği konusunda bilgiler veriyor.Eğitmenlere uyarılarını kulak asmak sizin ve takımnızın can güvenliği açısından önemli.
  • Nehre girmeden önce mutlaka güneş kremi sürülmeli.Güneş kremi hem soğuk suya karşı vücudun dayanıklılığını arttırıyor hem de güneşten yanmanızı önlüyor.
  • Başa takılan güvenlik kaskının suya girmeden önce iyi takılıp takılmadığı mutlaka kontrol edilmeli.Bu kask gevşek takılmamalı normal sıkılıkta takılmalı.Numaralı gözlük kullanıyorsanız bu gözlükleri arkası lastikli kaymayan sporcu gözlükeriyle değiştirmeniz güvenliğiniz açısından gereklidir.Düşme esnasında bu gözlükler kayalara çarpıp gözünüzü yaralayabilir.
Raftingde nehirler zorluk derecelerine göre 6 dereceye ayrılır.1.derece çok basit 2.derece basit 3.derece orta zorlukta 4.derece zor 5.derece aşırı zor debisi yüksek tehlikeli kayaların bulunduğu nehirler 6.derece uzman raftingcilerin bile geçmesi zor ya da imkansız nehirler.İlk defa rafting yapacaksanız 1. veya 2. derece zorluktaki nehirleri seçmenizi öneririm. Antalya Köprülü Kanyon bu kanyonlardan birisi.Bu kanyonda geçilmesi gereken 2 yada 3 rapid(debisi yüksek ,kayalık yerler) bulunuyor.Eğer Antalya Köprülü Kanyonda rafting yapmak sizi adrenalin açısından tatmin etmediyse adrenalin dozum daha yüksek olsun istiyorsanız ikinci  durağınız  Rize Fırtına deresi olmalı.Buradaki rapidler biraz daha zorlu.
Aslında rafting sporu hayatın ta kendisi.İnsan yaşamı gibi inişli çıkşlı zorlu bir nehirde raftı devirmeden rapidleri ustalıkla geçebilmek hüner istiyor.Azgın sularda mücadele edip  rapidleri geçtikten sonra kendinizi zorlu bir savaşı kazanmış bir komutan gibi hayatın sizin önünüze çıkaracağı tüm zorlukları aşabilecek gibi hissediyorsunuz.Bu duyguyu bir kez daha tatmayı hiç bir şeye değişmem. 


.


9 Temmuz 2013 Salı

Kozbeyli-Dibek Kahvesi Keyfi



İzmir'in sıcağından kaçılacak en güzel yerler yine İzmir'in şirin köyleri.Arkadaşlarımı bu köye gitmek için ikna ettim ve yine düştük yollara.Bu sefer istikamet Foça'nın küçük bir köyü olan Kozbeyli.Köy Kuzubeyi adlı bir derebeyi tarafından korsan saldırılarından korunmak için denizi gören bir tepe üzerine kurulmuş.Kuzubeyi ismi zamanla Kozbeyli olmuş.Kuzubeyinin kalesi ve köyün camiisi köyün tepesinde yer alıyor.Köyün tepesindeki evlerden muhteşem deniz manzarası izlenebiliyor.Tarihi taş eveleriyle ikinci bir Şirince olmaya aday bir köy burası.Köyün girişinde küçük bir meydan var.Pazar günleri bu meydanda pazar kuruluyor.Şakir'in dibek kahvesi köyde dibek kahvesinin içilebileceği bir kahve.Şakir usta bize dibek taşını ve kahvenin bu dibekte nasıl dövüldüğünü gösterdi.Dibek taşına kavrulmamıi kahve çekirdekleri atılıyor daha sonra çok ağır demirden havan eli gibi bir sopayla kahve dibek taşının içinde dövülüyor.Demirden sopa o kadar ağır ki kaldırıp kahveleri dövmeye çalıştım ama pek başarılı olduğum söylenemez.Şakir ustanın dibek kahvesinin bu kadar lezzetli olmasının sebebi kahvenin modern yöntemlerde olduğu gibi öğütücülerde öğütülüp aromasının ve yağının ısıtılarak kaybolmaması.Daha önce şehir merkezlerinde bize dibek kahvesi diye yutturulan kahvelerle alakası yok Şakir ustanın kahvesinin.Gerçek dibek kahvesi içmek isterseniz Kozbeyli köyüne uğramadan gitmeyin Foçaya.Şakir'in dibek kahvesinin hemen yanında Selluka (bir çiçek ismi) yemek evi var.Bu yemek evinin sahipleri burayı çok güzel bir şekilde düzenlemişler.Burada babaannelerimizin babaannelerinden kalma cezveler ,demirden yapılmış önce ne için yapıldığını analayamayıp üzerinde uzunca kafa yorduğumuz bir kaç testten sonra ne işe yaradığını anladığımız el ile çalışıp döndürülen bir kıyma makinesi , hani eskiden içerisinde lezzetli böreklerin pişirildiği bir soba(kuzinede olabilir) ,bir şömine ve eski bir gaz lambası buraya otantik bir hava kazandırmış.Selluka yemek evi köye gelen misafirlere lezzetli ev yemekleri sunuyor.Yine lezzetli yemekler sunan Arkdaş isimli bir yemek evi daha var köyde.Burası da çok ilginç bir yemek evi. Duvarında eskiden çekilen resimlerin arkasında İstanbul hatırası yazan bez bir afiş olduğu gibi burada da Arkadaş hatırası yazan bir afiş bulunuyor.İsteyenler fotoğraf çektirebiliyor bu yazının önünde.Kozbeyli köyüne yerleşmiş olan bir yazar dostumuzun söylediğine göre Kozbeyli köyünün turizme açılmasını sağlamak için Gediz Üniversitesi ile bir proje imzalanmış.Bu proje kapsamında tarihi taş evler korunacak ve restore edilecek.Yakın zaman içerisinde Kozbeyli adını daha sık duyacağız.Arabam yok buraya nasıl giderim diyorsanız o da kolay.İzbanla Ulukente gidin buradan köye aktarma otobüsleri kalkıyor.Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olsun istiyorsanız bu köyde arkadaşlarınızla ya da sevdiklerinizle  dibek kahvesi içmeden Foçaya gitmeyin.Aslında kahve bahane  değişik yerleri gezip görmek şahane.