"Zaman direklere çarpar.Kalakalırız.Duygudan
yoksunuzdur,insanın gövdesini ayakta tutan alışkanlıkların iskeletidir.O da
bomboştur zaten." İngiliz Edebiyatının en önemli yazarlarından biri olan
Virginia Woolf yetmiş yıl önce söylemiş bu sözleri.Kalabalıklar içinde
var olmak istemiyorum şu aralar başka bir evrene ya da zamana gitmek mümkün olsaydı
giderdim hiç düşünmeden. Derinlerde bir yerde kendime ulaşıp yine kendimi bulup
,yalnızlaşıyorum .Kendimle hiçlik arasında kalıyorum.Arafta kalmak gibi
sanki bu.Uzun bir bekleyiş olacak .Bu yorgun ruhla bu bedenin içinde
kayboldum yeni yolları deneyecek cesaretim yok. Zaman olmadan yaşamak nasıl
olurdu acaba .Zamansız kalmak saate bakmadan yaşamak özgürleştirir miydi
bizleri?Bazılarımız bu kadar duygusal algılamasaydık bu dünyayı hayat daha mı
kolay olurdu.?Ya da unutmak istediğimiz duyguları bir bilgisayarın klavyesine
basarak silip sistemimizi yeni bir zamana yükleyebilseydik nasıl olurdu hayat?
Eternal Sunhine of the Spotless Mind(Sil Baştan diye çevrilmiş) filminde olduğu
gibi her şey silinip yeni baştan başlasaydı aynı hayatları yaşar mıydık?Aynı
duygular bizi hiçliğe sürükler miydi?Evet ben aynı hayatı yaşardım. Neden
mi?Bazen metroda ya da otobüste birisi yanıma oturur ben bir şey
söyleyemeden konuşur ben konuşmak istemem ama hayır da diyemem sorularıyla
bunaltır beni. İçimden bu an geçsin diye dua ederim adeta veya bir
toplantıda yada bir seminerde ben birisinin yanına otururum işte bu his
bu çekim kuvveti derim konuşmak isterim ama konuşamam sonra herkesi ve
herşeyi görmezden gelirim.Birincisine hayır diyemediğin için harcanan zaman diğerinde
kaçırılan fırsat bu böyle devam eder.Arada bir yerdeyim.Şu aralar saate bakmadan zamansız bir
şekilde öylece yaşayasım var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder